Sultanhisar

Sultanhisar

İlk kurucuları Hititlerdi. Daha sonra Frigler ve Lidyalılar yöreye hakim olmuşlardır. M.Ö. 6. yy2da yöre Perslerin hakimiyetine girdi. M.Ö. 264-238 yıllarında meydana gelen deprem felaketi sonucu halk, Nysa’yı terk ederek şimdiki Sultanhisar’a göç etti. Sırasıyla Makedonya, Selevkkos ve Bergamalıların yönetiminin ardından bu topraklar M.Ö. 64’de Roma İmparatorluğunun egemenliğine girdi. Bizans döneminden sonra çevreye Menteşeoğulları hakimdi. 14. yy başlarında 1308’de Aydınoğulları Beyliğinin eline geçen kent 1390’da Osmanlıların oldu. Ankara Savaşı’ndan sonra bir süre daha Aydınoğulları’nın egemenliğine girse de, 1425 yılında tekrar Osmanlı topraklarına katıldı. Aydın Bey’in “Nilüfer Sultan” isimli kızı ilçeyi; “Hisar”ı olarak kabul ettiğinden “Sultanhisar” isminin buradan geldiği söylenmektedir. İlçenin güneyi verimli Büyük Menderes toprakları üzerindedir. Bu nedenle halkın geçim kaynağı genellikle tarıma dayalıdır. Seracılık oldukça gelişmiştir. Aydın2ın en çok portakal ve şeftali yetiştiren ilçesidir. Başlıca sanayi kuruluşları zeytinyağı ve çırçır fabrikalarıdır. İzmir-Afyon demiryolu ve İzmir-Denizli Karayolunun kentin içinden geçmesi, ulaşım ve ticareti olumlu yönde etkiler.

Nysa

Aydın dağlarının güneye bakan yamacındaki akarsu çevresinde kurulan, romantik görünümlü bir tür çifte kent olan, burayı, mutlaka ve mutlaka görmelisiniz.

Akharaka

Nysa antik kentinin, 4 km. batısında, Salavatlı beldesindedir.

Burası: antik çağlarda, özellikle bir termal tedavi merkezi olarak öne çıkmıştır. Günümüzde, burada: Sarı su olarak isimlendirilen derenin suyunun; içeriğinde bulunan kükürt ve yer altındaki kükürt gazının varlığı, antik dönemlerde, buranın bir tedavi merkezi olarak kullanılmasına neden olmuştur.

Tedavi merkezi olması yanında, biraz önce sözünü ettiğim, yer altı kaynaklarından çıkan buharlı ortam; buraya mistik bir hava kazandırmış ve aynı zamanda, dinsel bir hüviyet oluşturulmuştur. Tanrılara şükran için yapılan çeşitli  dinsel törenler ortaya çıkmıştır. Zaten; burası, Nysa kentinin bir dinsel merkezi olarak da değerlendirilmektedir. Şöyleki, zaten Nysa kentinden buraya kutsal bir yol bulunmaktadır.

Ancak, bu kutsallık yanında: Salavatlı esas işlevini, termal tedavide ortaya koymuştur. Helenistik devirde, Roma imparatorluğu döneminde ve takip eden Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde, burada, büyük hastane, havuzlar ve şifa hamamları kurulmuş ve gelen konuklar buralarda şifa aramışlardır.

Atçalı 15 kişi, Cumhuriyet öncesi işgal günlerinde düşman askerleri tarafından 24 Nisan 1921 gününün gece yarısı evlerinden alınıp, önce Bayramyeri Camisi önüne getirilmişler. Sonra da Çomaklı Ovası mevkiine gizlice götürülerek satır ve süngülerle hunharca katledilmişler. Bu vahşetten sadece üç kişi kurtulabilmiş, diğerleri ise şehit olmuş. O günlerde şehit düşen atalarımızı minnet ve şükranla anmak, ruhlarını şad etmek üzere bu anlamlı anıt dikilmiş.

Türkiye’de benzeri olmayan bir yerden söz etmek istiyoruz sizlere: Sultanhisar’a değer katan, Atça.

Bu şirin yaşam alanı, 27 Mayıs 1919’da uğradığı düşman işgalinden 5 Eylül 1922’de kurtulduğunda yakılıp yıkılmış, virane bir halindeymiş. Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte tekrar büyümeye başlayan Atça’yı yeniden inşa etmek üzere dâhiyane bir fikir geliştirilmiş. Paris’in meşhur caddesi Şanzelize’nin (Champs-Elysees) diğer caddelerle kesiştiği, ismi daha sonra Charles de Gaulle olacak Etolie Meydanı örnek alınarak Atça’ya bir yerleşim planı hazırlanmasına karar verilmiş. Cumhuriyetin ilk yıllarında belediye başkanlığı yapan Maşacızade Hafız Mehmet Efendi’nin girişimleriyle, Atça’ya benzeri bir model uygulanmış.

Etolie Meydanı’na bağlanan 12 caddeye karşılık Atça’ya, 45 derece açı ile sekiz simetrik ana cadde ve bunları dik kesen yüzlerce düzenli sokak yerleştirilmiş. Zafer Takı’nın bulunduğu yere ise Atça Parkı konulmuş. Çok katlı yapılaşmaya izin verilmeyen yerleşim yeri, daha çok bahçe içindeki müstakil evlerle donatılmış.

Nihayetinde Türkiye’de bu şekilde tasarlanmış ilk ve tek yerleşim birimi olan Atça ortaya çıkmış.

Atça’da 1936 yılında yaptırılan Sönmezler Konağı’nın yanı sıra, Bayman Evi de tarihi niteliğiyle ilgiye değer. Bayman Evi, Atça eşrafından Kırkbıyıklar Hüseyin Bey tarafından, 1906 yılında Rodoslu Mimar Andon’a yaptırılmış. İyon nizamına göre inşa edilen bu ev, Grek mimarisinin bütün özelliklerini üzerinde barındırarak yöreye değer katıyor.

Nasıl Gidilir?

Aydın-Denizli karayolunda, Aydın il merkezine 30 km. uzaklıktadır.Merkez, Aydın ile Sultanhisar, Aydın arası yol tarifi haritasını inceleyerek Aydın Merkez – Aydın Sultanhisar arası yol mesafesi 29,4 km, yol süresi ise ortalama 29 dakika saat sürüyor.

Ne satın alınır?

Sultanhisar’dan, kesinlikle kurutulmuş incir ve çilek satın almalısınız.Özellikle Çilek üretimi, kalitesi, aroması ile Atça çilekleri Türkiye’nin en iyi çilekleri arasında gösterilmektedir.Bu çilekler Türkiye`nin birçok yerine ulaşmakta ve yurtdışına da ihraç edilmektedir.

Türkçe
Sohbete Başla
1
Yardım lazım mı?
Merhaba. Size nasıl yardımcı olabiliriz?